“`html
Uzun süre sigara içen ve daha önce diş beyazlatma işlemi yaptırmamış bir hastanın tedavi sürecini ele alan Dr. Jale Demir, hastanın dişlerini beyazlatma arzusunun arkasında yatan sebeplerden birinin sigara bırakma motivasyonu olduğunu belirtti. Dr. Demir, diş beyazlatmanın yalnızca estetik bir işlem değil, aynı zamanda sağlık açısından önemli bir tedavi olduğunun altını çizdi.
Dünya Sağlık Örgütü, tam bir sağlık tanımının fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda iyilik halini içerdiğini hatırlatan Dr. Jale Demir, sağlıklı bir gülüş için dişlerin beyaz olmasının önemine dikkat çekti. Dişler zamanla çeşitli nedenlerle renk değişikliğine uğrayabilir ve bu değişimlerin arkasında birçok faktör olabileceğini ifade etti.

Diş beyazlatma yöntemleri arasında en popüler seçenek ofis tipi beyazlatmadır diyen Dr. Jale Demir, bu yöntemin klinik ortamda yüksek konsantrasyonda hidrojen peroksit içeren jellerin diş yüzeyine uygulanması ve özel ışık sistemleriyle aktive edilmesi şeklinde gerçekleştirildiğini belirtti. Bu yöntem, tek seansta belirgin sonuçlar vermesi dolayısıyla zamandan tasarruf etmek isteyen bireylerden yoğun talep görmekte.
Renklenmenin sebeplerinin çevresel ve genetik faktörler olduğunu da dile getiren Demir, çevresel etmenler arasında çay ve kahve gibi pigmentli içecekler ile sigara kullanımının önemli bir yer tuttuğunu aktardı. Genetik faktörler, florozis ve yaşa bağlı mine aşınmaları da diş renginin bozulmasında rol oynayan etkenlerdendir. Bu nedenlerle, beyazlatma işlemleri öncesinde renk değişiminin kaynağının doğru bir şekilde belirlenmesi kritik öneme sahiptir.
Ofis tipi beyazlatmanın yanı sıra evde uygulanan (home bleaching) yöntemine sıkça başvurulduğunu belirten Dr. Demir, bu yöntemle hastaların kişiye özel ağız plakları kullanarak evde tedavilerini gerçekleştirebildiğini açıkladı. Bu uygulamanın genellikle daha uzun süreli sonuçlar sunduğu da vurgulandı. Dr. Demir, kombine uygulamaların (önce ofis tipi, sonra evde destekleyici uygulama) daha kalıcı sonuçlar verebileceğini de ekledi.
Diş beyazlatmanın kalıcılığı, uygulanan yönteme ve hastanın günlük alışkanlıklarına bağlı olarak değiştiğini ifade eden Dr. Jale Demir, genellikle beyazlığın 6 ay ile 2 yıl arasında sürdüğünü belirtti. Ancak sigara gibi renk verici maddelerin aşırı tüketiminin beyazlatmanın etkisini azaltabileceğini vurguladı. Düzenli ağız hijyeni ve uygun beyazlatıcı diş macunları ile bu etkinin daha uzun süre korunabileceği belirtildi.
Diş beyazlatma işleminden sonra özellikle ilk iki gün boyunca dişlerin hassaslaşabileceğini hatırlatan Dr. Demir, renklenmelere neden olabilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Bu süre zarfında beyaz diyet uygulanması öneriliyor. Beyaz peynir, süt, yoğurt ve tavuk gibi açık renkli gıdaların tüketilmesi tavsiye ediliyorken, sigara ve koyu içeceklerden ise uzak durulması gerektiği ekleniyor.
Beyazlatma işlemi sonrasında kısa süreli diş hassasiyetinin oldukça normal olduğunu belirten Dr. Demir, bu durumun genellikle 24 ila 72 saat içerisinde kendiliğinden geçeceğini açıkladı. İnce mine yapısına sahip bireylerde hassasiyet daha belirgin olabilir ve bu durumu hafifletmek için potasyum nitrat ve florid içeren diş macunları kullanılabilir.
Diş beyazlatma işlemlerinin her bireyde uygulanamayacağını ifade eden Dr. Demir, hamile ya da emziren kadınlar, 16 yaş altındaki gençler ve aktif diş eti hastalığı veya çürük problemi olan bireylerde beyazlatma yapılmasının önerilmediğini belirtti. Ayrıca, ağızda büyük restoratif materyal bulunan bireylerde renk uyumsuzlukları yaşanabileceğinden dolayı işlem öncesi detaylı bir inceleme şart.
Diş renginin büyük oranda genetik faktörlerle belirlendiğini açıklayan Dr. Demir, dişin rengini veren kromofor moleküllerin beyazlatma işlemi ile oksidasyona uğradığını belirtti. Her bireyin başlangıç diş rengi farklı olup beyazlatmaya verilen tepki de bireyden bireye değişir. Kişiye özel bir planlama yapılması gerektiğini vurguladı.
Doğru şekilde uygulandığında dişleri kalıcı olarak zarar vermeden beyazlatma işleminin yapılabileceğine dikkat çeken Dr. Jale Demir, bilinçsiz ürün kullanımının ve yetkisiz uygulamaların zarar verebileceğini belirtti. Bu nedenle bu işlem mutlaka uzman hekim kontrolünde yapılmalıdır. Beyazlatmada kullanılan hidrojen peroksit ve karbamid peroksit solüsyonları, uzmanlar tarafından güvenli bir şekilde uygulanmalıdır.
Hastaların genellikle “olabildiğince beyaz” dişler talep ettiğini vurgulayan Dr. Jale Demir, hekimlerin ise doğal ve sağlıklı bir sonuç hedeflediklerini belirtti. Aşırı beyaz dişlerin doğal görünmeyeceğini ve mine yapısını olumsuz etkileyebileceğini ifade etti. Bu nedenle, hastanın yüz tipi, ten rengi ve yaş faktörleri dikkate alınarak, doğal bir estetik hedef belirlenmelidir.
Zamanla bazı renk değişimlerinin normal olabileceğini belirten Dr. Jale Demir, bu durumda ‘touch-up’ seansları ile destekleyici beyazlatma uygulamaları yapılabileceğini belirtti. Düzenli diş temizliği ve ağız hijyeninin sürdürülmesi de renk kaybını azaltacak önlemler arasında yer alıyor. Diş beyazlatma, estetik diş hekimliğinin önemli bir parçasıdır ve sağlıklı, beyaz gülüşler için bu sürecin doğru şekilde yönetilmesi gerekiyor.
“`